Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), bireylerin iletişim, sosyal etkileşim ve davranışlarında çeşitli zorluklara neden olan karmaşık bir gelişimsel bozukluktur. Otizm tanısı genellikle çocukluk döneminde konulmakta olup, yapılan araştırmalar erkek çocuklarının otizm spektrum bozukluğuna yatkınlığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Peki bu durumun altında yatan bilimsel sebepler neler? Erkeklerde daha fazla görülen otizmin genetik, biyolojik ve çevresel faktörleri incelemek, bu alandaki yaygın yanlış anlamaları ortadan kaldırmak açısından oldukça önemlidir.
Otizm üzerinde yapılan bilimsel araştırmalarda genetik faktörlerin önemli bir rol oynadığı ortaya konmuştur. Özellikle erkek bireylerde otizm olasılığının yüksek olması, genetik predispozisyonların bu alandaki etkisini gözler önüne sermektedir. Bilim insanları, otizmle ilişkili genlerin X kromozomuna bağlı gen mutasyonları ile bağlantılı olabileceğini düşünmektedir. Çünkü erkekler, yalnızca bir X kromozomuna sahipken, kadınlar iki X kromozomuna sahiptir. Eğer X kromozomunda bir gen mutasyonu meydana gelirse, erkeklerde bu durumun hemen kendini göstermesi muhtemeldir. Ancak kadınlar bu durumu iki X kromozomu sayesinde daha iyi tolere edebilir. Bu durum, erkek çocukların otizm spektrum bozukluğu ile mücadele etme olasılığını artırmaktadır.
Otizmin erkek çocuklarda daha yaygın olmasının bir diğer sebebi de biyolojik ve hormonal faktörlerdir. Beyin gelişimi sırasında erkeklerin ve kadınların maruz kaldığı hormonlar arasında farklılıklar vardır. Testosteron, erkeklerde daha fazla olduğu için beyindeki sinir hücre gelişimini etkileyebilir ve bu durum otizm belirtilerinin ortaya çıkmasında belirleyici bir rol oynayabilir. Araştırmalar, testosteron seviyelerinin artmasının, sosyal etkileşim ve iletişim becerilerini olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir. Bunun yanında, doğum öncesi dönemde maruz kalınan belirli kimyasallar veya stres faktörlerinin de erkek çocuklarda daha fazla otizm gelişimine yol açabileceği öne sürülmektedir.
Çevre faktörleri de otizmin gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Gebelik döneminde anne adayının yaşadığı stres, beslenme alışkanlıkları ve hatta bazı enfeksiyonlar, doğacak çocuğun gelişimini doğrudan etkileyebilir. Bu faktörlerin erkek çocuklarda otizm riskini artırma olasılığı, yapılan çalışmalarda dikkat çekmektedir. Örneğin, gebelik sırasında yaşanan diyabet, obezite veya bazı ilaçların kullanımı, doğacak çocukta otizm riskini artırabilir. Ayrıca, doğum sırasında yaşanan komplikasyonların da erkek çocuklarda otizm olasılığını artırdığı düşünülmektedir.
Sonuç olarak, otizm erkek çocuklarda daha yaygın görülmektedir ve bunun birçok biyolojik, genetik ve çevresel nedeni bulunmaktadır. Genetik yapı, hormonal etkiler ve çevresel faktörler; bu karmaşık bozukluğun teşhisinde önemli unsurlardır. Her ne kadar otizm spektrum bozukluğu tanısı konulan çocukların bireysel gelişim ve ihtiyaçları farklılık gösterse de, bu konudaki farkındalığın artırılması ve gerekli desteğin sağlanması, otizmli bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde yükseltebilir.